Favori mekan deyince naanlarız? Ben bana özelleri anlıyorum. Şahsiyetim daracıkken, kuş kadarken, beyoğlu istiklal caddesiydi her 1000000 kuşi gibi. Şimdi özelim, güzelim, 35'ini-kırkını geçmiş her kadın gibi ( sadece benzetme ) oturmuşum, hem kaidem hem şahsiyetimde. Hiç kimse beni yenemez diye ekleyerek. Beyoğlu bu durumda sahte cennet, veya dürümland gibi bir ifade gözümde..
Bu yaşıma gelene dek bazı mekanlarda dolaştım. Onlartı çoook sevdim. Mesela, futbol manya yıllarımda, İnönü stadı boşken giderdim. Maç kalabalığı ve heyecanı yok, o gelin kız, içinde şarkılar söylenen, topluca oturulan, topluca kalkılan hayal sahnesi. Yantarafta lunapark var ama bende inönü stadı, varsa yoksa. Mekanın ruhunu okudum. Kardeşim oldu. Benzetmek gerekirse, hani o kadın vardır, genç ve güzel iken, "pop" iken etrafında erkeklerin uydu olduğu, ama her kadının kaderindeki, kocamışlık, yıpranmışlık veya bayatlıkta yüzü solmuş kişi. Ben o zaman elinden tutmakta gurur duydum. Gençliğinde, güzelliğinde bana vermeyeceği eli tutmakla..
Meşrutiyet camii. Her erkeğin en temiz ve cennetii geldiği, imanın cu_şu hur_uşa erdiği, avazımızın Allah (C.C. ) 'a ulaştığını hissettiğimiz. Kalabalık, ulviilik, cuma, teravih, bayram sabahı coşkusu. İşte bu kutsallığı, cami boşken kim hissedebilir dersiniz? Camiden kalabalık gittiğinde cami'nin psikolojisini kim düşünür? Onun bir huzur evi yaşlısı gibi hissetmeyeceğini kim iddia edebilir? O meş'ut camii bizim hakkımızda iyi şahitlik etmezse ya? Ya ağlarsa?
İşte ben cami boşken onu ziyaret eden, coşku seli eridiği zaman, ona sevgisini, minnettarlığını esirgemeyen çocuk oldum. Cami şefkatli bir ana gibiydi. Her zaman kapısı açıktı, serindi, vefasızlığa bile gülerdi. Şimdiki "kadıncıklar" gibi değildi, camii sıfatını sonsuza dek hakediyordu.
Buna ilkokulumu ekleyin. Yüzlerce çocuğun cıvcıvından uzak olduğunda başının ağrıyacağını ve terkedilmişliğe içerleyeceğini düşünürdüm o binanın. Sırf bu büyü yüzünden, alırdım mahalle takımını, liderlik ettiğim sümüklü piçikoları yani, çayır çimen yerine onları okulun betonunda maç yapmaya götürürdüm. Ölmesin diye.
Zannetmeyin beyoğlunu iyiden iyiye boşadığımı. Ben onun hepinizden çok sevdiği platonik aşkıyım. Sarhoşlar hariç, ona o olduğu için sabah ezanı müziğinde eşlik eden ahretliği de benim. Allah kahretmesin, bu mekanları terkedemiyorum. Yaşlanıp köşeye çekilmiş bütün kadınlara bir amaç olmayı başarırken, mekanlarımın gözyaşlarıyla yüzümü yıkıyabiliyorum.
( yazımı beğenen 0 544 Mus Ta Fa telefonuma mesaj atabilir. )
Örnek Başbakan Mustafa yaz, boşluk bırakma, beş yıldız üzerinden (*****) mesela bir ( *) vereceksin, (*) yaz. Gönder. Mesajınız eski mekanların ziyaret edilmesinde kullanılacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder