Şu dizileri, mankenleri, imaj yaratıklarını, sanal dünyayı, hayal tacirlerini, velhasılı bütün tüketim tetikleyicilerini sevmiyorum, sevmeyeceğim.
Bana karşı çıkan bir insanlık kurumu var, sessiz çatışmamızda. Diyorlar ki: Hayat başka türlü nasıl geçer, gel aramıza katıl, ömrünün ızdıraplarını tüketim köpüğü ile sıvama yapalım, tükenirken tüket, yolu yarıla, bitir.
Mezarlıklar vazgeçilmez insanlarla dolu, her ölü genç ölüdür tezleri ile karşıma çıkıyorlar.
Her insan inandığı şekilde yaşar, inanmasanızda diyorum. Ben şu bloğum ve sergilediğim kişilik ile, kendime bir yaşam desteği yaparken, asla insanlığa bir model oluşturmanın derdinde değilim ki..
Ben, asla patronu, müdürü, zengini yağlayamam, çünkü o yağ varya, ilerde kazığa sürülür ve o kazığa ben oturmak zorunda kalırım diyorum.
İşyerinde ipe sapa gelmez yalanlarla ve dedikodularla şahsımı yıpratanlara karşı, yaptığınız her zan ile cehennemde sizi yakacak olan ateşleri harlıyorsunuz diyorum.
Ben, benim rızkımı yiyenlere diyorum ki, mutlaka bir izleyen vardır, benim haberim olmasada, o izleyen sana çok kötü kızıyor, ve senden bu rızkın hesabını ateşler içinde soracaktır diyorum.
Kalbimizi attıran bir nur var içimizde, yada enerji, yada başka rabbani bir şey. Allaha borçluyuz diyorum. Her borcun hesabını vermek bize mümkün değil diyorum, demiyorum yaşıyorum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder