Benim derdim ne yüzbin yıl öncesi nede sonrası. Benim derdim "asrolan", yani zamanımız.
Holivut partilerinde; beline çeguvarya tişörtü bağlayıp, kafasına siyah kep takan yuvertur oyuncular görürsünüz. Magazin tarafından bir kare pozları alınır ve yayınlanırsa hatırlanmaya çalışanlar. Ya bir film, ya bir brodway, yada yatağı soğuk bir prodüktörün projesi olmaya çabalayan.
Nişantaşı üvertürü magazinel sosyetik orospular sektörümüzde de bazı bazı gözüküp ilgi odağı olmaya çalışanlar da da aynı moda. Cinsi cazibelerini arttırır diye çeygovara imajı. Belki bu yazıyı okuyanlar arasın da da aynı imaja bürünenler vardır.
Dağlarda ağaç kökü ile devrim ateşi körükleyen çe ile piyasa yapmaya çalışan çe taklitleri. Birinin derdi memleket, öbürlerinin derdi reklamasyon.
Peki nedir insanları devrime zorlayan faktöriyeller?
İlkönce en yaygın sebep kişisel uyum bozukluğu kaynaklı dışlanmışlığın sindirimsizliği.
Kendini kanıtlama yollarının kifayetsizliği ile aslen farklı bir dünyaya mensup olma hayalciliği.
Mevcut sistemlerde kapılmış saflara isyan ile kabaran duygular. Duyguaforizması.
Dünyayı kendi fikirlerine göre şahsileştirme egosunun dışavurumu.
Bu gibi egoizm yakıtlı iç hareketler. Bu konuda başarılı olmuş adam vede en fotojeniği ise çe.
Öyleyse çek tişörtü, giy kepi, yap devrimi.
Aman kepi kaptırmayasın!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder