Boğaziçi benim eğitim kurumum, 94 te bitirdim, bitirebilen son kazma olarak tarihe geçtim hatta, kendi imkanlarıyla ittire ittire, arkamda segment olarak en az 2 milyon ana kuzusu'nu bırakarak, bana göre başarı.
Şimdi hanımın ve çocuğumun en kısa en ulaşılabilir en kandırak sayfiye yeri olarak mana kazandığını söyleyebilirim.
Yeşillik tarihi bina manzara trafik teröründen uzaklık uhreviyat özgürlük hayvanat gibi boyutları çoktan sindirdim, bir de bu işin tarihi var, benim tarihimdeki gerçek boğaziçi.
Bir soğuk sonbahar dehlizi, kayıt günü acemiliğinde ve tedbirli korkusunda.
Biri beni çevirmiş ve sormuştu,
Pardon ben kayıta geldim, ama ingilizce bilmiyorum, burası ingilizce eğitim veriyor, acaba beni alırlar mı? diye...
Sonra edindiğim arkadaşlarım, alıştığım arkadaş kalıpları dışında insanlar, hepsini tanımak ilginçti ve asortikti.
Ama kendim gibi birini yakalayamadım, sadece olmalarını istediğim bir sürüm olarak arkadaşlık ettim, isabet olmuş, sadece bir tane arkadaşım var boğaziçinden, kendisi kadim dostum. Yani 100 tane arkadaşı olandan daha güçlü bir bu, yada 1 > 100.
10 bine yakın anı ile ayrıldım, ama boğaziçi sadece okulum değil, hayat tarzım da oldu, kişiliğime giydirilen en yakışır elbise olarak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder