Taksici kitlesini en iyi kim tanır, bennnn, en çok kim onlara birşey satar, bennnn, en çok kazıklarını kim yemiştir, bennnn.
Yoo sektör taramasına filan girmeyeceğim, yaşanmışı, yaşlanarak yaşanmışı anlatacağım.
Bir tanesi varki, başkandı, megaloman ve pisko piskopat hastalıklarına düçar biri. Benden istedikleri her seferde 1 er saat yalvarım ve üsteleme şeklinde yaptı. Düşünün halimi ama düşmeyin halime.
Mesela bedava araba istedi, neden reklamımızı yapacakmış.
Durağa önce bilgisayar, sonra külube sonra, çekici araç istedi.
Memleketine gitmek için sıfır araba istedi.
Çekiliş kuponu dağıttık, ikramiyenin kendine çıkmasını istedi.
Fabrikaya götürdük, fabrikadaki üretim bantlarına kendi isminin verilmesini istedi.
Duraktaki tüm arabalarının servisinin bedava yapılmasını istedi, bedava yakıt istedi.
Gece yapacakmış taksi sektörüne, sponsor olmamızı istedi.
Her şenlik ve geceye çağırdık, bunun için para istedi.
Durağına araba sattım, haberi olunca geldi bitmiş işlerden komisyon istedi.
Ve sonunda rakip markadan araba aldı, ama abisi dayanamayıp benden araba aldı. yani bu sektörde çürük ve sağlam aynı sepettedir ama sepet maalesef kokar.
Bu kadar değil elbet,
20 gün masamın yanında taksi bekleyeni var.
Arabayı aldıktan 3 ay sonra araç ucuzladığında benden farkı geri isteyen var.
Sözünü yiyip, cebimden para kestiren var.
Takas araçlarının fiyatı düşünce hadi sizi tercih ettik diyerek bizim iyi niyetimizi bize fatura eden var.
Maalesef bu kitleyle dürüst ticarette çok zorlandım ve yoruldum ama kabul ettiğim bir realite varsa o da şudur. Bu adamlar her dakika çarpılmaktan, artık güven güvensizi olmuş durumdalar. Hastaneye düşmeden yollara düşmüş adamlar. Adı taksici. Hepsi sarı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder